Bir çiftlik atı sahibi olmak ister misiniz? Kendinize sormanız gereken beş soru
Bir çiftlik atı sahibi olmak ister misiniz? Kendinize sormanız gereken beş soru
Birçok sakin, kendi atlarını bahçelerine getirmeyi hayal ediyor. 17 yıl arka bahçede at sahibi olduktan sonra, yaşam tarzına hala bir tutkum olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Ancak atları evde tutmak her at sahibinin veya bakıcısının işi değildir. Dalmaya başlamadan önce kendinize sormanız gereken beş soru.
1. At bakımı bilginiz ne kadar iyi?
Atınızın bakımından sorumlu kişi olarak, atınızın günlük rutini, diyeti ve eğitimi ile ilgili tüm kararları siz vermelisiniz. Ahır şefinden veya diğer sınır muhafızlarından atın bacağındaki yaraya bakmasını istemeyi bırakın.
Onları tedavi eden ve/veya veterineri arayıp aramamaya karar veren siz olacaksınız. Evde aile yardımı alabilirsiniz, ancak yine de en bilgili kişi siz olabilirsiniz. Atları eve getirmeden önce, atlar hakkında geniş bir bilgi tabanı edinmenizi şiddetle tavsiye ederim.
2. Arabayı nasıl, ne zaman ve nerede kullanıyorsunuz?
Eve gelmek, bir misafirhanede seyahat etmekten çok farklı bir deneyim olabilir. Monitör veya başka sürücüler olmadan tek başınıza araba sürmeye alışkın mısınız yoksa şirketi davet etmeyi mi planlıyorsunuz? Sürüş için güvenli bir platforma ve yeterli aydınlatmaya sahip kapalı bir alanınız var mı? Atınız otlayan arkadaşlarını bırakıp tek başına binmeye hazır mı?
Ata binmeyi seviyorum ama evde uygun bir refakatçi, rehber veya refakatçi olmadan binicilik tutkularımı gerçekleştirmekte zorlanıyorum. Tüm arka bahçe atı sahipleri ata binmeyi seçmez, ancak binicilik sizin için çok önemliyse, evde yatılı okula benzer bir seviyede binip binemeyeceğinizi düşünmek için biraz zaman ayırın.
3. Şimdi tek yapmanız gereken ata binmek olsaydı, bahçenizde nasıl bir at şirketi tutardınız?
Sadece bir ata sahip olmakla ilgili refah sorunları hakkında farklı teoriler var. Ben kendim bir attan dört ata kadar her şeyi getirdim. Sık sık, mümkün olduğu kadar çok atla, bir atın doğanın amaçladığı şeye en çok yaklaşacağını düşünürdü: bir sürüde yaşamak. Evde bir veya iki atım olduğunda genellikle atlarım daha huzursuz görünür (iki at çok sinirlenebilir).
Ancak, tek başına tutulduğu ve birbirinden kolayca ayırt edilebilecek bir çift atı olduğu için tek başıma bindiğimden oldukça eminim. Binalarınız, geliriniz ve atınızın kişiliği de kararlarınızı etkileyecektir. Kalıcı bir refakatçi satın alma veya evlat edinme konusunda şüpheniz varsa, atları bir arkadaşınızın evinde tutmayı veya geçici olarak kurtarmadan bir at yetiştirmeyi düşünün.
4. Arka bahçenizdeki atlarınıza bakmanıza yardımcı olacak güvenilir profesyonellerden oluşan bir ekibiniz var mı?
Ahır atı sahipleri “çok yönlü” olarak kabul edilir. Ancak herkes kendi samanını yetiştirmez veya atlarının toynaklarını düzeltmez. Çoğu DVM’li gaziler değil. Birçoğu, binicilik becerilerini geliştirmek için binicilik eğitmenlerinin veya at eğitmenlerinin tavsiyelerine hala ihtiyaç duyuyor.
Yanınızda profesyonellerden oluşan bir ekibin olduğundan emin olun. Mülkünüze arabayla gelip gelmediklerini öğrenin (veya çekecek bir kamyonunuz varsa at römorkuyla ulaşılabilir. Çoğu durumda bir römork kiralayabilirsiniz). Tatilde veya acil bir durumda evden ayrılmanız gerekirse, siz yokken tüm evcil hayvanlarınızla güvenle ilgilenebilecek güvenilir bir evcil hayvan bakıcısı/yetiştiricisi bilmek yardımcı olur.
5. Mevcut at topluluğunuzu nasıl sürdürecek veya yenisini nasıl oluşturacaksınız?
Uçağa binmenin ana faydalarından biri, gezintiye çıkarken yanınıza almaya hazır atlardan oluşan bir topluluktur. Pek çok insan, diğer at sahipleriyle sık sık değiş tokuş yapmayı ne kadar özlediğini hafife alıyor. Sosyal medya yardımcı olabilir, ancak sürünün içinde olmaktan farklıdır.
Kimin hangi atla ne yaptığını bilmemek çok yalnız hissettirebilir. İletişimde kalmak için bir stratejiniz var mı? Birlikte geziler planlamak veya eyer müzayedeleri veya at gösterileri gibi emeklilik etkinliklerine katılmak iyi seçeneklerdir. Bunun yerine, yerel bir binicilik kulübüne katılarak veya 4H, Pony Club veya Horse Rescue gibi bir programda gönüllü olarak yeni bir kabile bulmaktan çekinmeyin.
Bahçede atlara sahip olmak bir ömür boyu sürecek bir maceraydı ama her şey kelebekler ve güneş ışığından ibaret değildi. Bazı karanlık günlere rağmen, atlarımı uçağa biner gibi yakından tanımak benim için çok faydalı oldu.